Her yıl olduğu gibi, bu hafta da New York şehri bir kez daha dünya liderlerinin ve aktivistlerin sahnesi oldu. İklim Haftası NYC, BM Genel Kurulu ile paralel olarak düzenlenen bu etkinlik, iklim değişikliği konusunda daha güçlü bir eylem çağrısı yapmak amacıyla organize ediliyor. Ancak bu etkinliğin ardında sadece yüksek profilli konuşmalar değil, dünya genelinde büyük bir öfke ve talep var.
ARTIK BİR ŞEY YAPIN
Dünyanın dört bir yanında binlerce aktivist, cuma günü küresel çapta organize edilen protestolara katılarak, hükümetleri sorumluluk almaya davet etti. “Artık yeter!” dediler, iklim krizini görmezden gelmeyi tercih eden liderlere meydan okudular. Bizi hapse atıyorsunuz ama hiçbir şey yapmıyorsunuz diye yazdılar pankartlarına. Bir yanda binlerce insan sokaklarda iklim eylemi için ses yükseltirken, diğer yanda BM kürsüsünde uzun vadeli planlar ve gelecek hedeflerinden söz ediliyor. Peki, protestocular ne istiyor? Talep oldukça net: Acil ve kararlı bir iklim eylemi. Ancak bu eylemin ne kadar ‘acil7 olduğu tartışmaya açık. Protestocuların öfkesinin altında yatan en büyük neden, hükümetlerin yıllardır bu konuda verdikleri sözleri yerine getirmemeleri.
Sonuçta gezegen yanıyor, okyanuslar yükseliyor, ormanlar yok oluyor. Ve ne yazık ki birçok hükümet bu acı gerçeği hâlâ kulak ardı ediyor. Protestocular hapiste, kriz devam ediyor… İronik olan şu ki, bu hafta yalnızca iklim değişikliği değil, aynı zamanda sivil özgürlükler de gündeme geldi. Çünkü pek çok hükümet, iklim protestolarına karşı sert önlemler alıyor, aktivistleri gözaltına alıyor ve sivil toplumun sesini bastırmaya çalışıyor. Ancak sormadan edemiyoruz: Gerçek krizi kim yaratıyor? Protestocular mı yoksa bu krizi çözmek için harekete geçmeyen bazı ülkeler mi?
Avrupa’da hükümetler iklim protestocularına karşı sert ve aşırı geniş yasalara başvuruyor. Bu hafta New York’ta sadece konuşmalar değil, gezegenin geleceği üzerine yükselen büyük bir talep var. Dünyanın dört bir yanından gelen aktivistler sadece iklim eylemi değil, hükümetlerden sorumluluk bekliyor.
Bakalım, bu talepler karşılık bulacak mı, yoksa New York’tan sonra yine sessizlik mi hüküm sürecek?
BM PARADOKSLAR GENEL KURULU
Putin Katılmadı, Netanyahu Katıldı: Neden? Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu her yıl dünya liderlerini bir araya getiren, küresel sorunların masaya yatırıldığı önemli bir platform. Bu yıl da savaşlar ve krizlerle dolu bir dünyada, liderlerin söz alması beklenirken gözler özellikle iki isimdeydi: Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu.
Putin katılmadı, Netanyahu ise toplantıya iştirak etti. Bu durum, pek çok kişi tarafından “Neden Putin yok, Netanyahu var?” sorusunu gündeme getirdi. Putin’in BM’ye katılmaması, Birleşmiş Milletler’in bir kararı değil, tamamen Kremlin’in aldığı bir karardı. Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov’un açıklamalarına göre, Putin’in bu kararı almasının sebebi, ABD’nin BM Genel Merkezi’ne ev sahipliği yapmasına rağmen “güvenilir bir seyahat destinasyonu” olmamasıydı. Peskov’un açıklamalarına göre, Putin son yıllarda ABD’ye seyahat etmeyi tercih etmiyor.
Bunun başlıca nedenleri arasında, ABD’nin BM’ye ev sahipliği yaparken üstlendiği yükümlülükleri en iyi şekilde yerine getirmemesi ve mevcut siyasi atmosferin Rusya için dostane olmaması bulunuyor. Peskov, ABD’yi “gidilecek en iyi yer değil” olarak nitelendirerek, Putin’in bu platformda yer almama gerekçesini ortaya koydu. Putin’in kararı çok yerinde, çok tepki çektim zaten daha fazla çekmeyeyim diye katılmıyor genel kurula. Peki ya Netanyahu’ya bakalım.
İsrail’in BM nezdindeki duruşu ve bu platformdaki varlığı, Batı ile olan güçlü ilişkileri üzerinden şekilleniyor. Özellikle Amerika Birleşik Devletleri’nin İsrail’e verdiği askeri ve diplomatik destek, Netanyahu’nun bu uluslararası platformda daha görünür olmasının önünü açıyor. Bugün buraya gelip artık yeter demek için geldim” diyor. Netanyahu kürsüye yaklaşırken birçok heyet salonu terk ediyor. “Yeter tabii sana. ‘Yeter’ diyeceğine, savaşı durdur” demek geliyor insanın içinden. İzlemesi sinirleri bozan bir oturum ben de salonu terk ediyorum. Konuşmasında Netanyahu, çatışmanın sorumluluğunu İran’a yüklemeye çalıştı ve İran heyetinin konuşmayı dinlemeye gelmediğini belirtti. Suçu başkasına atma seansına hoş geldiniz. Dünya liderleri arasında barış için farklı görüşler mevcut, savaşların bitmesi için gösterilen her çaba, savaşı kimin kazandığı ya da hangi sınırların çizileceğine kadar, milyonlarca insanın yaşamını doğrudan etkileyen bir mesele. Bu nedenle silahlar artık susmalı!
Haber Kaynak : SABAH.COM.TR
“Yayınlanan tüm haber ve diğer içerikler ile ilgili olarak yasal bildirimlerinizi bize iletişim sayfası üzerinden iletiniz. En kısa süre içerisinde bildirimlerinize geri dönüş sağlanılacaktır.”
GÜNDEM
06 Ekim 2024SPOR
06 Ekim 2024GÜNDEM
06 Ekim 2024SPOR
06 Ekim 2024SPOR
06 Ekim 2024GÜNDEM
06 Ekim 2024GÜNDEM
06 Ekim 2024